DEKAMER

  Sıcak bir temmuz ayında tatil yaparken, plajda karşınıza bir anda üzerinde tatlı bir deniz kaplumbağası fotoğrafı asılı olan bir kafes çıkabilir. Hatta şanslıysanız bu kafeslerden onlarca görebilir, gece tatlı tatlı yürüyen yavru deniz kaplumbağalarını izleyip kalbinizi eritebilirsiniz. 
  Öncelikle birçoğumuz deniz kaplumbağalarına “caretta caretta” diyoruz. Ancak aslında “caretta caretta” bir deniz kaplumbağası türü. Etçiller ve iribaş deniz kaplumbağası olarak bilinmektedirler. Bir diğer deniz kaplumbağası türü ise otçul beslenen ve yeşil deniz kaplumbağası olarak bilinen “chelonia mydas”. Bu iki tür, Akdeniz sahillerinde yuva yapıyor.
  Ülkemiz kumsalları deniz kaplumbağaları için önemli bir noktayken bizlerin bu konuda bilinçlenmesi şart. Kumsalda fark ettiğimiz bir yuva, denizde fark ettiğimiz bir yaralı deniz kaplumbağası için hangi kuruluşlara başvurmamız gerektiğini bilmemiz oldukça önemli. Bu bilinci biraz olsun edinmek ve bilgi sahibi olmak adına en güvenilir adres ise Dalyan’da bulunan Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi.  
  Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi –kısaca DEKAMER- Dalyan’da İztuzu sahiline inen yolun sağ tarafında, sahilin arka tarafında kalıyor. İztuzu Plajı’na yaklaştıkça DEKAMER yönlendirmelerini de görebilirsiniz. Her gün 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaretçilere açık, 18.00’dan sonra ziyaretçi alamıyorlar çünkü kaplumbağaların bakımı ve tanklarının temizliği için zaman gerekiyor. 
  DEKAMER tamamen gönüllülük esasına dayanan bir merkez. İçeriye girdiğiniz an gönüllülerin dinamizmini hissediyorsunuz. Yanınıza gelip sıcakkanlılıkla bilgi veriyorlar, sorularınızı cevaplandırıyorlar. Orada bulunmaktan mutlu oldukları çok açık, bu da sizin girdiğiniz an ortamı sevmenize neden oluyor.
  Öncelikle en büyük sorunumuz, denizlerimizin kirliliği. Özellikle naylon poşetler denizanası ile beslenen kaplumbağaları yanıltıyor. Naylon poşet yutan kaplumbağalar nefes alamıyor ve gittikçe suyun yüzeyine çıkıyorlar. Bu da kaplumbağalar için büyük bir tehlike arz ediyor çünkü kabuklarının nemli kalması şart. Örneğin, Verda. Temmuz ayında denizde naylon poşet yutmuş. Batamadığı için kabuğunun nemli kalması adına ıslak havlu konulmuş. Sonradan öğrendim ki ziyaretimizden kısa bir süre sonra Verda’yı kaybetmişiz.
  Bir diğer sorun ise pervane kesikleri. DEKAMER gönüllülerinden öğrendik ki teknelerin pervanelerinde koruyucuların bulunması gerekirmiş. Bu koruyucular deniz canlılarının yaralanmalarını önlerken aynı zamanda pervaneyi de kayalardan koruyormuş. Ancak maalesef ülkemizde birçok tekne sahibi bu konuda önlem almıyormuş. Mine de bu bilinçsizliğin bir sonucu. Pervane kesiğiyle açılan yara balmumuyla kapatılıyor ve Mine iyileşmeyi bekliyor.
  Ziyaretçilerden en çok gelen soru ise deniz kaplumbağalarının saldırgan olup olmadığı üzerineymiş. Özellikle yaz aylarında turistlere saldıran deniz kaplumbağası haberleri yayın organlarında artıyor. Turistler de bu konuda tedirgin oluyorlar. Deniz kaplumbağalarının saldırganlığının en önemli nedeni turist tekneleriymiş. Çünkü bu teknelerde gezi düzenlenirken görülen deniz kaplumbağaları besleniyormuş, beslenen deniz kaplumbağası kolayca yemek bulamadığında saldırganlaşıyormuş. Yani aslında saldırganlık onların doğal hallerinde bulunan bir şey değil, zaten dişleri de yok.
   Görüldüğünde herkesin kalbini eriten bu tatlı yavruların ise en büyük sorunları oteller. Eğer yuvaları bir otelin plajındaysa gündüz plaj kalabalığında korunması gittikçe zorlaşıyor, gece ise yumurtalarından çıktıklarında disko ışıklarını ayışığı sanıp yanlış yönlenebiliyorlar. Burada bulunan yavrular ise Dalyan’ın gündüz sıcağından korunmak için alınmış. Serin gece saatlerinde denize kavuşmayı bekliyorlar.
  Ülkemizde bu sene sadece İztuzu Plajı’nda 483 tane deniz kaplumbağası yuvası tespit edilmiş. DEKAMER bunların 463’ünü birebir takip etmiş ve denize ulaşmalarına yardımcı olmuş. 
  DEKAMER’de tedavileri sona eren kaplumbağalar fotoğraflarda gördüğünüz tanklardan alınıp 5-6 metre derinliğindeki dalma tanklarına geçiyorlar. Burada canlı besini yakalayabiliyorlar mı, sağlıklı dalabiliyorlar mı test ediliyor ve sonrasında denize bırakılıyor. Görülüyor ki hepsi en sonunda yeniden İztuzu Plajı’na geliyorlar çünkü çok sadıklar. Dünyada ilk gördükleri plajı asla unutmuyorlar ve dişiler yumurta bırakmak için buraya geri dönüyorlar. 
  Peki yaralı bir kaplumbağa gördüğümüzde ne yapmalıyız? Yaralı deniz kaplumbağası gördüğümüzde kabuğunu nemli tutmaya dikkat etmemiz ve DEKAMER’in internet sitesinde bulunduğunuz bölgeden sorumlu irtibat numarasını arayarak kaplumbağayı teslim etmemiz yeterli.
  Umarım DEKAMER bilinçlenmemize yardımcı olur. Fotoğraflarda gördüğünüz tatlılıklar da bu tankların içerisinde değil, en sevdikleri yerde olurlar.





Yorumlar